Sonuç bulunamadı
Üye Girişi
ANAYASAL BİLGİLENME VE KAMUOYU İbrahim Ö. Kaboğlu1

Yurttaşların Temel Hakkı Olarak ANAYASAL BİLGİLENME VE KAMUOYU

İbrahim Ö. Kaboğlu
Tekin Yayınevi
Stok Kodu:
9789944613446
Boyut:
13,5 x 21 cm
Sayfa Sayısı:
136
Baskı:
1
Basım Tarihi:
Eylül 2024
Kapak Türü:
300 gr. Karton
Kağıt Türü:
52 gr. enzo
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
ANAYSAL BİLGİLENME VE KAMUOYU Yurttaşların Temel Hakkı Olarak
Kategori:
Akademik/ Hukuk
%30 indirimli
150,00TL
105,00TL
İndirimli Fiyat : 105,00 TL
Satın Al
Tavsiye et Hata bildir
9789944613446
852095
ANAYASAL BİLGİLENME VE KAMUOYU
ANAYASAL BİLGİLENME VE KAMUOYU Yurttaşların Temel Hakkı Olarak
105.00
“Anayasa değişiklikleri laboratuvarı” bir devlet Türkiye; ancak bu özelliği ile sivil ve
siyasal anayasal emek ve deneyiminin zenginliği arasında doğrusal bir ilişki bulunmamaktadır. 
 
1961 Anayasası ile kurulan hukuk devleti düzeneklerinden 1982’deki sapma, 1987’den 2004 yılına dek
değişikliklerle aşamalı olarak önemli ölçüde giderildi. Bu, hukuk devletini onarım sürecidir.
Buna karşılık, Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü kuralını kâğıt üstünde bırakan 2017 kurgusu,
değiştirilemez hükümlere ilişkin söylem ve uygulama ayrışmasını da beraberinde getirdi.
İktidarı dizginleyici düzenekler kaldırıldığı için yasama-yürütme-yargı ayrılığı, görünüşte kalan
bir anayasa sistematiğine indirgendi. Türkiye kadar zengin deneyimi bulunan hiçbir devletin yöneticileri,
kendi birikimlerini, 2017 Anayasa değişikliğinde yapıldığı gibi yadsımamıştır. Bu nedenle yapılması gereken,
olası bir anayasa değişikliğinde TBMM önünde sorumlu, hesap verebilir bir hükümetin yargı bağımsızlığı ve
erkler ayrılığı bağlamında yeniden kurulmasıdır. Güncel ve ivedi sorun ise, yürürlükteki Anayasa hükümlerine saygıdır.
“Biz, Anayasayız” diyen yurttaşlar için doğru ve gerçek bilgi, Anayasa’ya saygı ve demokratik değişiklik için önkoşuldur.
 
Profesör Kaboğlu, “Anayasal Bilgilenme ve Kamuoyu” ile erkler ayrılığını öngören ve temel hakları güvenceleyen
bir toplum sözleşmesi olarak anayasanın nasıl oluşturulabileceğini, bağlayıcılık özelliğini korumak için ne gibi
önlemlere başvurulabileceğini ve en önemlisi  “Anayasa biziz”  özdeşliği ile yurttaşlarca nasıl sahiplenilmesi gerektiğini anlatıyor.
“Anayasa değişiklikleri laboratuvarı” bir devlet Türkiye; ancak bu özelliği ile sivil ve
siyasal anayasal emek ve deneyiminin zenginliği arasında doğrusal bir ilişki bulunmamaktadır. 
 
1961 Anayasası ile kurulan hukuk devleti düzeneklerinden 1982’deki sapma, 1987’den 2004 yılına dek
değişikliklerle aşamalı olarak önemli ölçüde giderildi. Bu, hukuk devletini onarım sürecidir.
Buna karşılık, Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü kuralını kâğıt üstünde bırakan 2017 kurgusu,
değiştirilemez hükümlere ilişkin söylem ve uygulama ayrışmasını da beraberinde getirdi.
İktidarı dizginleyici düzenekler kaldırıldığı için yasama-yürütme-yargı ayrılığı, görünüşte kalan
bir anayasa sistematiğine indirgendi. Türkiye kadar zengin deneyimi bulunan hiçbir devletin yöneticileri,
kendi birikimlerini, 2017 Anayasa değişikliğinde yapıldığı gibi yadsımamıştır. Bu nedenle yapılması gereken,
olası bir anayasa değişikliğinde TBMM önünde sorumlu, hesap verebilir bir hükümetin yargı bağımsızlığı ve
erkler ayrılığı bağlamında yeniden kurulmasıdır. Güncel ve ivedi sorun ise, yürürlükteki Anayasa hükümlerine saygıdır.
“Biz, Anayasayız” diyen yurttaşlar için doğru ve gerçek bilgi, Anayasa’ya saygı ve demokratik değişiklik için önkoşuldur.
 
Profesör Kaboğlu, “Anayasal Bilgilenme ve Kamuoyu” ile erkler ayrılığını öngören ve temel hakları güvenceleyen
bir toplum sözleşmesi olarak anayasanın nasıl oluşturulabileceğini, bağlayıcılık özelliğini korumak için ne gibi
önlemlere başvurulabileceğini ve en önemlisi  “Anayasa biziz”  özdeşliği ile yurttaşlarca nasıl sahiplenilmesi gerektiğini anlatıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Yazarın Diğer Kitapları
Tümünü göster
Yayınevinin Diğer Kitapları
Tümünü göster
Kapat